Akide Şekeri
07-06-2023
14:10

Osmanlı Saray mutfağının en eski şekerleme türlerinden biri olan
Akide sözcüğünün kökeni Arapça akit (sözleşme) sözcüğünden gelir.
Akide şekeri Osmanlı Devletinde yeniçeriler tarafından tahta çıkma esnasında padişaha ikram edilirdi.
Akide şekeri ikram edilişi ve kabul edilişine göre askerlerin padişaha memnuniyetini ve bağlılığını gösteren ya da padişaha güvenmediğini bildiren bir elçi görevi üstlenmiştir.
Tahta çıkan tüm padişahların önemle üzerinde durdukları hatta biraz da çekindikleri bir şekerdir, akide şekeri. Neden mi?
Tahta yeni çıkan padişah, Yeniçeri Ağası’nın elinden bir şeker tası alırdı. Bu şeker bizzat Yeniçeri Ocağı’nda yapılır ve Yeniçeri Ağası tarafından bizzat Padişah’a sunulurdu. Padişah şeker tasını, iki şekilde alırdı. Önce şeker tası tartılır, eğer 400 gram gelirse padişah isterse eliyle alıp yer, isterse de yanında bulunan çeşnicibaşına verir o yedikten sonra kendisi yerdi. Eğer şeker 400 gram gelirse şu anlama geliyordu: “Yeniçeri yeni tahta çıkacak olan padişaha güveniyor.” Bunun üzerine padişahta bu şekeri eliyle alıp yerdi. Bu da “ben de size güveniyorum” anlamına geliyordu. Eğer padişah güvenmezse “size güvenmiyorum, güvenim eksik” anlamında, onu alır çeşnicibaşına tattırır sonra yerdi. Tas içerisinde getirilen şeker 400 gramdan az ise, bu da yeniçerilerin yani ordunun padişaha güvenmediğine delaletti. Bu durumda ise padişahın yapması gereken iki hareket vardı. Ya “her halükarda ben size güveniyorum” diyecek şekeri kendi eliyle alıp yiyecek ya da “ben de size güvenmiyorum diyerek çeşnicibaşına havale edecekti. İşte bu işleme akitleşme denirdi Bu yüzden de şekere Akide Şekeri denildi.